Buenos Aires… İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrası… İspanyol devrimcileri, Naziler, Patagonya’nın anarşistleri, Peron, iktidar, para, Tango, aşk ve kim olduğu bilinmeyen gizemli bir adam: El Turco! Bir labirent öykü. Bir Metin Yeğin polisiyesi… El...
by VT220 · Published 19/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Buenos Aires… İkinci Dünya Savaşı’nın hemen sonrası… İspanyol devrimcileri, Naziler, Patagonya’nın anarşistleri, Peron, iktidar, para, Tango, aşk ve kim olduğu bilinmeyen gizemli bir adam: El Turco! Bir labirent öykü. Bir Metin Yeğin polisiyesi… PANCHO...
by VT220 · Published 16/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Victor’u hiç tanımadan senaryoya yerleştirdim; sonra her şey ona uygun çıkıyor. “Beş yıl hapis yattım” diyor iki gün sonra bana. “Neden?” diyorum, “yaralama, uyuşturucu satıcılığı, çete filan” diyor. Hemen hemen öyle yazmıştım zaten ve...
by VT220 · Published 12/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Bazıları pratik çözümler buluyor, şenlikli bir şekilde büyük marketleri yağmalıyorlardı. İri bir but – dana budu-, iki kasa kırmızı şarap, beş tuvalet fırçası, yedi tek ayakkabı gibi hızlı-çarpıcı ama enflasyondan ve devalüasyondan etkilenmeyen alışveriş...
by VT220 · Published 09/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Yağmur biz dağlardayken hep yağdı. Kolombiya’da barış oldu ama savaş pek bitmiş gibi görünmüyor. İki Márquez’den biri öldü, yazar ve harika olan -ve sakın ha! Hiç akrabalıkları yok- Diğeri ise devlet başkanı, eşini geniş...
by VT220 · Published 05/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Kameraların engellediği ‘biz özgürüz’ duygusundan başka bir şey değildir. Suçlular için değil, tam tersi herkes için, devlet denilen kurumsal şiddet tekelinin sürekli tepemizde olduğunu hatırlatan, seni izliyorum hissidir ve bu yüzden bütün kutsal kitaplara...
by VT220 · Published 02/08/2018
· Last modified 10/05/2025
Evin her tarafından farklı sesler geliyordu. Bahçeye oturup onları dinliyordum. Sesler karışıyordu ama güzeldi. Belki de bundan güzeldi. Bahçenin köşesinde küçük bir marihuana tarlası vardı. Tarla dediğime bakmayın, iki metreye üç metre bir yer....