O sırada ay yükselmeye başladı, cebinde okyanus ile birlikte, kırlangıçlar, yine hızla uçtu filan ve fotoğraflara henüz hapsolmadı çok şükür dünya… Fas’ın küçük bir kasabasıydı. Okyanusun büyük dalgalarla parçaladığı kayalıkların arkasına sığınmıştı kasaba. Gücü...
by VT220 · Published 24/07/2022
· Last modified 13/05/2025
Sonra askerler ateş açtılar sahiden, çok değil ama birkaç şarjör herhalde ve daha çok duvarlar aldı nasiplerini, sıvalar uçuştu havada. Ters ters baktı bana. Hiç yeri değildi halbuki. Bolivya parlamentosunun önünde mutena bir barikattı...
by VT220 · Published 17/07/2022
· Last modified 13/05/2025
Sonra otobüslerden inip, hep beraber, çitleri kırdılar. Gecenin ortasıydı. Hızla ve hınçla iniyordu machetalar çitlerin üstüne. Havayı parçalanmış bir mülkiyet kokusu sardı. Toprak işgal etmeye gidiyorduk. Geceydi tabii ki. Otobüsün koridorları bile doluydu. Siyah...
by VT220 · Published 10/07/2022
· Last modified 13/05/2025
Sonra, bu bölücü masanın üstünde, bir şişe şarap açtı Basklı arkadaş. Bir ülkeden diğer ülkeye uzattı. Çok saçma değil mi şu sınır dedikleri şey ve devlet başkanları… Bir masa duruyordu odanın ortasında, kocaman. Hani...
by VT220 · Published 03/07/2022
· Last modified 13/05/2025
Yolculuk denilen şey bırakmakla başlamıyor mu zaten? Bu yüzden ne kadar az şey götürürseniz yanınızda o kadar iyi, çok az şey… Yeniden yazmaya böyle bir kılavuzla başlamak istedim. Elinizin altında dursun, kapının kenarına çivileyin,...