Ölüme övgü
Şenlikli saf bir eşitlik nihayetinde herkesin ölmesi! Yani ne güzel şey ölüm, mutlak eşitliğin yüce karanlığı! İyi ki varsın ve yaşasın devrimci Azrail… Eğer ölüm olmasaydı bu insanlık hiç çekilmezdi. Doymak bilmeyen zenginler için...
Şenlikli saf bir eşitlik nihayetinde herkesin ölmesi! Yani ne güzel şey ölüm, mutlak eşitliğin yüce karanlığı! İyi ki varsın ve yaşasın devrimci Azrail… Eğer ölüm olmasaydı bu insanlık hiç çekilmezdi. Doymak bilmeyen zenginler için...
Halk yolu kesmişti, bu yüzden Paraguay sınırına gidememiştik. Yanan lastikler, traktörlerle yolun ortasına sürüklenmiş büyük ağaçlar ve yanakları koka yapraklı bir sürü insan vardı barikatlarda. Bir kilisede kalıyorduk. Kalın duvarlı, dar pencereli, bol kasvetli...
Şenlikli günlerden biriydi. ‘Sarı Yelekliler’ yürüyecekti öğleden sonra. Bazı büyük dükkanlar, pahalı, çok pahalı dükkanlar, bankalar filan dış cephelerini, büyük tahta panolarla kapatıyorlardı Bir Fransız şarkısıydı bu. Hemen arkamdaki cafe de çalıyordu. Güzel bir...
O zamanlar ‘selfi’ yoktu. Kendi kendine fotoğraf çekmek, bir yalnızlık belirtisiydi ya da hiç kimse yalnız değildi galiba. Selfi çekmek ve yalnız olmak, mahcup ediyordu o zamanlarda insanı. Galiba daha kalabalıktık ve daha az...