Category: Yazılar

Gorbaçov’u nasıl bilirdiniz?

Bertold Brecht, tarihi sorguluyordu. ‘Sezar Galyalıları yendi. Tek başına mı yendi? Yanında bir aşçı olsun yok muydu’ diyordu. Gorbaçov ‘Sosyalizmi yıktı’. Tek başına mı yıktı ya da üç kişi? Bir küfür savurdu masada, emekli...

Viranşehir komünü

140 metrekareden 8 ev bitirdik, birlikte, bir toplantı salonu 90 metrekare ve bir ortak alan 360 metre kare. Ortak alanları yıktı belediye. Öyküsü uzun ve hazin.. Herkesin ilk sorusu ‘Ev kaç metre kare olacak’...

Asfalt medeniyeti

Toprağı hiç tanımayan çocuklara saksıda ‘Çevre ya da ekoloji’ filan anlatılabilir mi sizce? Okullar iyi kötü bahçeli olurdu eskiden. Bahçeli dediğimde, baştan başa beton kaplı demek değildi. Bildiğin ağaç, toprak filan ve müteahhitleri de...

Yağmur ve dans

‘Kızım’ dedi yaşlı kadın, ‘anne’ dedi gerilla kadın. ‘Ah Laura’ dedi anne ‘Ama ben Laura değilim’ dedi ‘Laura’. Güldü ikisi de. Ne fark eder dedi anne. Bir daha sarıldı. Bir gerilla kampı için oldukça...

Biz çok zengindik

Çok gezdiğimiz için herkes bizi çok zengin sanıyordu. Öyleydik bence, iyi işçiydik. 3-4 ay çalışıp, yine bir yerlere gidiyorduk Cambridge otobüsü 7 pound’tu. Biz iki kişiydik ve sadece 8 pound’umuz vardı. 7-8 ay gezmiştik...

Bir kırık kürek, karnından saplı

O sırada ay yükselmeye başladı, cebinde okyanus ile birlikte, kırlangıçlar, yine hızla uçtu filan ve fotoğraflara henüz hapsolmadı çok şükür dünya… Fas’ın küçük bir kasabasıydı. Okyanusun büyük dalgalarla parçaladığı kayalıkların arkasına sığınmıştı kasaba. Gücü...

Bir barikat, bir şapka

Sonra askerler ateş açtılar sahiden, çok değil ama birkaç şarjör herhalde ve daha çok duvarlar aldı nasiplerini, sıvalar uçuştu havada. Ters ters baktı bana. Hiç yeri değildi halbuki. Bolivya parlamentosunun önünde mutena bir barikattı...

Lezzetli bir koku üzerine

Sonra otobüslerden inip, hep beraber, çitleri kırdılar. Gecenin ortasıydı. Hızla ve hınçla iniyordu machetalar çitlerin üstüne. Havayı parçalanmış bir mülkiyet kokusu sardı. Toprak işgal etmeye gidiyorduk. Geceydi tabii ki. Otobüsün koridorları bile doluydu. Siyah...

Bölücü bir masa…

Sonra, bu bölücü masanın üstünde, bir şişe şarap açtı Basklı arkadaş. Bir ülkeden diğer ülkeye uzattı. Çok saçma değil mi şu sınır dedikleri şey ve devlet başkanları… Bir masa duruyordu odanın ortasında, kocaman. Hani...

Dünyayı gezme kılavuzu

Yolculuk denilen şey bırakmakla başlamıyor mu zaten? Bu yüzden ne kadar az şey götürürseniz yanınızda o kadar iyi, çok az şey… Yeniden yazmaya böyle bir kılavuzla başlamak istedim. Elinizin altında dursun, kapının kenarına çivileyin,...