Category: Yazılar

Yıldızlar neden kayar…

Sonra yine, bir sabah uyandığında insan, ortada barış filan kalmamış oluyordu. Her şey yeniden başlıyordu. Yıldızlar kaymaya, yağmurlar yağmaya devam ediyordu ama sevgililer bunu seyredemiyordu. Rahat ve güzel bir uykuydu. Bir gerilla kampında uyuduğum...

Ekonomi nasıl kurtulur?

Mesela İzlanda’da, çalışanların ücreti hiç değişmeden, haftada 4 günlük çalışma deneyleri gayet iyi gitti. Çalışma saatlerin azalması, insanların daha mutlu olmasını sağladı. Eğer illaki ‘verim- verim’ diyorsanız, bir gün daha az çalışmalarına rağmen verim...

Zeytin gölgesi

İnsanlar birbirlerini isyanlarından tanıyorlar galiba, konuşmadan. Görünmez bir işaret var sanki. Dünyanın neresinde olursa olsun tanıyoruz birbirimizi. ‘Zeytin toplamaya gelir misin?’ demişlerdi. ‘Tamam’ dedim, Uzun zamandır tanıyordum onları, üçüncü birayı bitirmiştik birlikte, daha ne...

Cumhurbaşkanı adayım Kamil Kartal…

Mesela Pedro Castillo’nun ikinci tura en fazla oy alarak kalmasından sonra, onun ‘terörist örgütler’ mesela ‘Aydınlık Yol’ ile bağlantıları biraz daha keşfedildi. Eski Bolivya devlet başkanı Evo Morales ve eski Uruguay devlet başkanı Jose...

Koyu, sütsüz, şekersiz

Hava sağanak depresyondu, parçalı karanlık, soluk güneş, yağmur surat ama Ken Loach filmi geliyordu aklıma: ‘Depresyona girmek mi? Bilmem, ben her sabah saat altıda işe gidiyorum’ diyordu işçi. Hava bir türlü aydınlanmıyordu. Tipik kış...

Yaşasın öfke…

Huzurlu ve sakin bir hayat hayal etmek fazla lüks artık, haksızlık, yan çizme ve kaytarma. Bu yüzden öfkemizi diri tutmaktan başka çaremiz yok. Cinayetler, hırsızlıklar, her gün gözümüzün önünde biraz daha yok edilen doğa,...

Coğrafya kader mi?

Çöl ülkenin avuç içi gibiydi, her şeye yorumlanabilen bir kader çizgisi. Kimine göre tanrılar çizmişlerdi bunları, kimine göre İnkalar. İnsanın kaderine benziyordu yani öykü. Yüksek bir kule vardı, toprağın çizgilerini seyretmek için. Tamamı görünmüyordu...

Sırrı Süreyya ve Demirtaş’ın dedikleri üzerine…

Bir küçük burjuva maceraperestinin dedikleri bu, umursamayabilirsiniz rahatlıkla, şiirsel ve coşkulu bulabilirsiniz belki konuşmamı, sonra unuturuz ve her şeye yeniden başlarız… Öncelikle ister sevin ya da sevmeyin bu bir ‘ben demiştim’ yazısı. ‘Ben demiştim’...

Bir meslek olarak barikatçılık…

Daha çok fırında yatıyordum akşamları. Çocuklar için ekmek yapıyorduk orada. Her sabah, bütün mahalle çocuklarına kahvaltı veriyorduk. Ekmek için un bitince, yol kesiyorduk… Buenos Aires’de yol keserek yaşıyorduk. Küçük ama etkili bir ‘Piqueteros-Barikatçılar’ hareketi...

Marmara’nın bir cinayet sonucu ölümü…

Biz onun, Marmara’nın kenarında yaşıyorduk ve nasıl bilirdiniz rahmetliyi diye sorarsanız eğer, iyi bilirdik diye bağırırız tabii ki hepimiz ve nezaketten değil bu. İnsan bir yakınını kaybettiğinde üstüne hemen bir şey diyemiyor. Onun hakkında...